"Mümkün olan en yüksek sağlık standardına ulaşma hakkı."
Sağlık ve sağlıklı yaşama hakkı, pozitif statü hakları arasında yer almaktadır. Sağlık hakkı, ekonomik, sosyal ve kültürel hakları kapsayan ikinci kuşak insan hakları arasındadır. Sağlık, 1948’de BM Genel Kurulu’nda ilan edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde insanların insan oldukları için sahip oldukları en temel hak olarak kabul edilmiştir. Alma-ata deklarasyonu ile Dünya Sağlık Örgütü sağlığın bir “hak” olarak tanımlanmasını çok güçlü bir şekilde teyit etmiştir. Sağlığa ve sağlık hizmetlerine bütüncül ve kapsamlı bir yaklaşım benimseyen deklarasyon, sağlığın politik, sosyal, ekonomik ve ekolojik belirleyicilerine vurgu yapmakta, insanların sağlığından devletleri sorumlu tutmaktadır.
“Yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır.” İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi 3. Madde Sağlık hakkı, kaynağını diğer tüm hakların özünü oluşturan yaşama hakkından almaktadır.
Sağlık hakkı, sadece zamanında ve uygun sağlık hizmeti alma değil;
Güvenli ve içilebilir suya ve yeterli sanitasyona erişim,
Yeterince güvenli gıda,
Beslenme ve barınak sağlanması,
Sağlıklı çalışma ortamları ve çevre şartları,
Cinsel ve üreme sağlığı da dahil olmak üzere sağlık eğitimine ve
Sağlıkla ilgili bilgiye erişim
gibi sağlığın sosyal belirleyicilerini de içeren kapsamlı bir hak olarak yorumlanmaktadır.
Sağlık Hakkının Değerlendirilebilmesi İçin Dört Kriter
Varlık. İşler halde halk sağlığı ve sağlık bakımı kuruluşları, malzemeleri ve servisleri, programları yeterli miktarda var olmalıdır.
Kabul edilebilirlik. Tüm sağlık kuruluşları, malzemeleri ve servisleri tıbbi etiğe saygılı, kültürel olarak uygun, cinsiyete ve yaşam döngüsü gereklerine duyarlı, aynı zamanda hizmet alanların mahremiyetlerine saygı duyulacak ve onların sağlık seviyelerimi yükseltecek biçimde tasarlamış olmalıdır.
Kalite. Sağlık kuruluşları, malzemeleri ve servisleri bilimsel ve tıbbi gereklere uygun ve iyi kalitede olmalıdır.
Erişilebilirlik. Sağlık kuruluşlarının, malzemelerinin ve servislerinin ayrımcılık yapılmadan herkesin erişimine açık olması taraf Devlet’in görevleri içindedir. Erişilebilirliğin birbiriyle kesişen dört boyutu vardır:
Ayrımcılık yapmama,
Fiziksel erişilebilirlik,
Ekonomik erişilebilirlik (bütçeye uygunluk),
Bilgiye erişebilirlik.
“Sağlık hakkı, insanların sağlıklarının korunması, hastalandıklarında iyileşmeleri, tıbbi bakım görebilmeleri ve tedavi edilebilmeleri için devletin sağladığı her türlü imkandan yararlanma hakkıdır.”
Aslında ifade edildiği üzere sağlık hakkı, anayasada bağımsız bir madde şeklinde düzenlenmemiştir. Sağlık hakkı, Anayasa’da güvence altına alınan yaşam ve vücut bütünlüğü hakkıyla sıkı bir bağlantı içindedir.
"Sağlık hakkı sağlıklı olma hakkı demek değildir; yoksul ülkelerin kaynakları olmadığı halde pahalı sağlık servisleri kurmaları demek de değildir. Sağlık hakkı, hükümetlerin ve yöneticilerin mümkün olan en kısa zamanda herkesin ulaşabileceği ve yararlanabileceği bir sağlık sistemini kuracak politikalar ve eylem planları ortaya koymalarını gerektirir. Bunun gerçekleşmesini güvence altına almak, hem insan haklarıyla uğraşanların hem de halk sağlığı çalışanlarının vermeleri gereken en büyük mücadeledir." Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri, Mary Robinson
Kaynaklar
Ardıç Çobaner, A. (2013). Hak Temelli Sağlık Yaklaşımı Bağlamında Tütün Kontrolü Haberlerinin Basında Çerçevelenmesi. (Yayımlanmamış Doktora Tezi). Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Metin, B. (2017). Sağlık Hakkı. Sağlık Akademisyenleri Derneği, 4(1), 46-58.
Toplum Sağlığı Araştırma ve Geliştirme Merkezi (2007). Sağlık ve İnsan Hakları Üzerine 25 Soru 25 Cevap. Erişim Adresi: https://apps.who.int/iris/bitstream/handle/10665/42526/9241545690_tur.pdf?sequence=10 ( Erişim Tarihi: 15/12/2020).
Comentários