Ceza Muhakemesi Kanunu madde 87 ve devamında düzenlenen otopsi, ölü beden üzerinde gerçekleştirilen tıbbi bir araştırma olup ölüm nedeni, zamanı ve şekli noktasında olay anına ışık tutan kapsamlı bir incelemedir. Özellikle ceza mahkemelerince yürütülen yargılamalarda yapılan bu inceleme yararlanılan temel delillerden biridir.
Adli vakıa sebebiyle yaşamı sona ermiş kişinin ölüm sebebi veyahut şekli noktasında şüphe bulunması halinde Cumhuriyet savcısının veyahut hakimin istemiyle cesedin otopsi incelemesinden geçirilmesine karar verilir. Otopsi yapılmasına dair verilen bu karar üzerine inceleme işlemi Cumhuriyet savcısının huzurunda biri adlî tıp, diğeri patoloji uzmanı veya diğer dallardan birisinin mensubu veya biri pratisyen iki hekim tarafından yapılır. Yapılacak incelemenin steril ortamda gerçekleştirilmesi, gerekli ekipmanların temini ve hijyeni Adli, Tıp Kurumlarınca denetlenen hususlar olup bu kapsamda Adli Tıp Kurumu Kanunu ve Yönetmeliği bu hususlarda ayrıntılı düzenlemelere yer vermektedirler.
Özellikle kırsal bölgelerde uzman hekim yetersizliği bulunduğundan otopsi sürecinin pratisyen hekimlerce yürütüldüğü bir gerçektir. Düzenlenen otopsi raporlarında incelemeyi yapan kişiler sıfatlarıyla beraber zapt altına alınmaktadır. Bu noktada belirtilmesi gereken iki husus bulunmaktadır. Bunlardan ilki, otopsiye katılacak hekimin kişinin ölümünden önceki hastalığında kendisini tedavi etmiş olan hekim olamayacağıdır. Ancak bu hekimin otopsi sırasında hazır bulundurularak hastalığın seyri hakkında bilgi vermesinin istenebileceği kabul edilmiştir. Bir diğer husus ise, avukat tarafından otopsiye getirilen hekimin de otopsi işleminde hazır bulunabilmesidir. Bu imkanın amacı “adil yargılanma hakkı”nı güçlendirerek soruşturmada sağlam delillerin elde edilmesi, davanın bir duruşmada bitirilmesi için gerekli olduğundan, avukatın bu evrede belli delillerin saptanmasında katkıda bulunması sağlamaktır.
Otopsi incelemesinde cesedin durumu olanak verdiği takdirde, mutlaka baş, göğüs ve karnın açılmaktadır. Yapılan inceleme sırasında cesedin fotoğraflarının çekilmesi önemli olup imkan dahilinde incelemenin videoya alınması olası itirazlara karşı aksini ispat edici delil niteliği taşıyacaktır.
Cesedin gömülmüş olması otopsi işlemine engel olmayıp otopsinin gerekliliğine savcılık veyahut mahkemece karar verilmiş olması halinde feth-i kabir (mezar açılması) işlemiyle ceset üzerinde otopsi incelemesi yapılması mümkündür. Bu halde otopsi kararı ölenin bir yakınına tebliğe çıkartılacak olup bu noktada tebligat/bildirim yolu inceleme amacını zora sokacaksa örneğin cesedin yok edilmesi olasılığı varsa, bu yola başvurulmayacaktır.
Son olarak, özellik arz eden hallerden olan yeni doğan cesedi üzerinde otopsi yapılması doğum sırasında veya doğumdan sonra yaşam bulgularının varlığı, biyolojik olarak yaşamını rahim dışında sürdürebilecek kadar olgunlaşmış olup olmadığı veya yaşama yeteneği bulunup bulunmadığının saptanmasını sağlar. Türk Medeni Kanunu 28. madde 2. fıkrası ''Çocuk hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla, ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde eder.'' demekle, tam ve sağ doğumla meydana gelen kişilik cenine ana rahmine düştüğü andan itibaren miras ve sair haklar bahşettiğinden kişiliğin oluşup oluşmadığı hakkın varlığının tespiti bakımından hukuken oldukça önemlidir.
KAYNAKÇA
5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu Resmî Gazete Tarihi: 17.12.2004 Resmî Gazete Sayısı: 25673.
Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliği Resmî Gazete Tarihi: 31.07.2004 Resmî Gazete Sayısı: 25539.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu Resmî Gazete Tarihi: 08/12/2001 Resmî Gazete Sayısı: 24607.
Yorumlar