top of page
Yazarın fotoğrafıEşref Bilge UĞURLU

Yaşasın 8 Mart!

Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası gün olan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ya da Dünya Emekçi Kadınlar Günü, insan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır.

Mücadelenin başlangıcı: New York Direnişi

8 Mart 1857’de New York’taki  bir dokuma fabrikasında çalışan yaklaşık 40 bin işçi, günlük çalışma süresinin azalması ve ücretlerde artış yapılması talebiyle greve başladı. Kadın işçilerin örgütlediği bu grev o güne kadar yapılmış en büyük kadın eylemlerinden biriydi. Eylemi durdurmak isteyen polis, kadın işçilere saldırdı, fabrikanın patronlarının desteğini de alması ile binlerce işçi fabrikaya kilitlendi. Bu sırada çıkan yangında içeride kilitli kalan işçilerden 129’u yanarak yaşamını yitirdi. Ancak ABD basını bu olaya neredeyse hiç yer vermemesine rağmen işçilerin cenaze törenine yüz bini aşkın kişi katıldı. Olayın ardından ABD, Danimarka ve Almanya 8 Mart'ı kadınlara özel bir gün olarak anmaya başladı.

1910 yılında ise Kopenhag’da gerçekleştirilen Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda kadın ve emek mücadelesi masaya yatırıldı. Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nden Clara Zetkin, bu konferansta yaptığı konuşmada kadınlar için bir mücadele günü belirlenmesi gerektiğini söyledi. Zetkin’in önerisi kabul edilip, her ülkenin sosyalist kadınlarının her yıl aynı gününde kadınlar günü düzenlemesi kararlaştırıldı. O yıllarda neredeyse hiçbir ülkede kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmediği için pek çok ülke eş zamanlı kutlanacak bu günün temel olarak kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi için bir mücadele günü olarak düzenlenmesine karar verdi.

Uluslararası anlamda ilk emekçi kadınlar günü 19 Mart 1911’de düzenlendi. Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre’de gösterilere katılan on binlerce kadın seçme ve seçilme hakkının yanı sıra kadınlara iş ve mesleki eğitim verilmesi, çalışma alanlarında kadın-erkek eşitliği sağlanmasını talep etti. 1912' de  Fransa, Hollanda ve İsveç, 1913'te ise Rusya'da kadınların mücadele gününü kutlamaya başladı. Ülkelerin bu hareketlerine  sessiz kalmayan BM, 1975 yılını "Uluslararası Kadınlar Yılı" olarak belirledi. 1977'de ise Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 8 Mart, “kadın hakları, uluslararası barış günü” olarak kabul edildi. Bu kabule gerekçe olarak iki temel neden gösterildi. Bunlar: dünya barışının korunması, sosyal gelişim ve temel insan haklarının kullanılması için kadınların da eşitlik ve kendilerini geliştirmelerine olanak sağlama gereksinimi idi. Kadınlara eşit hakların verilmesinin dünya barışını güçlendireceğine karar verildi. Ancak New York’ta ölen işçilere atıfta bulunulmadı.


Türkiye’de Kadın Hakları ve Kadınlar Günü

Ülkemizde 8 Mart ilk kez 1911 tarihinde kutlanmıştır. 8 Mart toplantısı ilk kez 1921 yılında düzenlenmiş ve yine bu yıl “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmış ve 1975 yılında Beria Onger önderliğinde kurulan İlerici Kadınlar Derneği tarafından ilk kez sokaklara taşınmıştır. 70’li yıllarda yaygınlaşan 8 Mart, 1980-84 yılları arasında kutlanmamış ancak 1984’ten itibaren kadınların kazandıkları hakları hatırlamak ve kazanılması gerekenleri topluma hatırlatmak için kutlanılmaya devam edilmiştir. Günümüzde kadınların eğitim düzeyi, çalışma yaşamına ve siyasi yaşama aktif katılımı ve kadın sağlığı konusundaki göstergeler açısından değerlendirildiğinde hala olması gerekenden çok uzaktadır.

Eğitim ve iş bulmada kadın erkek eşitliği sağlanamamış, kadınların kamusal alanda rol almaları, karar verici konumda olmaları eşitliğe epey uzak haldedir. Meclisteki kadın milletvekili oranının %17 olması bu savı destekler niteliktedir.


Toplumsal cinsiyet kalıpları ve eril dil en fazla kadınları olumsuz etkilemeye devam etmekte, çocuklarda cinsiyet seçimi, kadına yönelik şiddet, namus cinayetleri gibi kabul edilemez uygulamalar hala sürmektedir. Dahası bunlara karşı koymak için hazırlanmış İstanbul Sözleşmesinin feshi büyük bir hayal kırıklığıdır.


Bu nedenle her 8 Mart'ta kadınların ikinci sınıf vatandaş olarak ayrı kalıba konulmasını reddediyor, emekçi kadınların mücadeleci ruhu ve azmi ile, Atatürk'ün bize verdiği hakları aramaya, eşit bir dünya için yan yana yürümeye devam ediyor olacağız.

Kutlu olsun!

 

Kaynakça

  1. Vanlıoğlu Yazıcı N. (2020). Kadınların Sesinden Kamusal Alanda Toplumsal Cinsiyet Söylemi: Türkiye’de 8 Mart Kullanımları.

  2. Sallan S. (1993). Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi 36.

  3. Çoban F. (2017). Toplumsal Cinsiyet Kuramına Giden Yolda Yaşamı ve Fikri Katkılarıyla Clara Zatkin. Journal of Social Sciences.

Comments


bottom of page