Kürtaj diğer anlamıyla “küretaj”, rahim içi istenmeyen gebeliğin sonlandırılması olarak tanımlanmaktadır. Kürtaj, hamile kalabilen herkes için temel bir sağlık hakkıdır ancak birçok ülkede bu hak kanunen tanınmamakta ya da kanunda yer alan bu hak toplumsal baskılar sebebiyle rahatça kullanılamamaktadır.
Kürtajın yasak olması ya da toplumsal baskılar sonucu kadınlar, sağlıksız koşullarda gebeliği sonlandırmak zorunda kalmakta bu da hayatlarını kaybetmelerine ya da sağlıklarının bozulmasına neden olabilmektedir. Guttmacher Enstitüsü'nün kürtaj hakkında paylaştığı veriler kürtajın neden temel bir sağlık hakkı olduğunu kanıtlar niteliktedir:
Dünyada her üç kadından biri düşük güvenli ve sağlıksız koşullarda kürtaj gerçekleştirmektedir.
Her yıl anne ölümlerinin yüzde 4,7 ile 13,2'sinin güvenli olmayan koşullarda yapılan kürtaj nedeniyle gerçekleşmektedir.
Dünya Nüfus Araştırması (World Population Review) 2020 verilerine göre, kürtaj, kadının hayatının tehlikeli olduğu durumlar da dahil olmak üzere hala dünyanın 26 ülkesinde tamamen yasak. 37 ülkede ise kürtaja yalnızca kadının hayatının tehlikede olduğu durumlarda izin verilmektedir.
Türkiye’ye baktığımızda ise nüfus planlamalarına dair düzenlemeler 1965 yılından itibaren uygulamaya konulmaya başlamıştır. Doğum kontrol hapları yasalaşmış, halk doğum kontrol hakkında bilgilendirilmeye başlanmış ve ardından kürtaj gündeme gelmiştir. Türkiye’de kadınlara kürtaj olma hakkı 27 Mayıs 1983 yılında sağlanmıştır. Bu tarihten önce kadınlar sağlıksız ortamlarda hayatlarını tehlikeye atarak kürtaj oluyorlardı. Günümüzde ise hamileliğin onuncu haftasına kadar herhangi bir sağlık sorununa sahip olunmasa dahi kürtaj olmak yasal bir haktır. Türk Ceza Kanunu’nun kürtaj hakkında düzenlemeleri ise şunlardır:
Madde 100: “Gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi hâlinde, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.”
Nüfus Planlaması Hakkında Kanun Madde 6’da belirtilen müdahale, gebe kadının iznine, küçükler de küçüğün rızası ile velinin iznine, vesayet altında bulunup da reşit veya mümeyyiz olmayan kişilerde reşit olmayan kişinin ve vasinin rızası ile birlikte sulh hakiminin izin vermesine bağlıdır. Beşinci maddenin birinci fıkralarında belirtilen ve rızaları aranılacak kişiler evli iseler, sterilizasyon veya rahim tahliyesi için eşin de rızası gerekir.
Ceza hukukuna göre suç sayılan bir eylem sonucu meydana gelen gebeliklerde ise bu süre 20 hafta olarak kabul edilmiştir. Kişinin evli olmaması durumunda partnerinin rızası aranmaz ve bu hizmet yasal süresi içerisinde devlet hastanelerinde devlet sağlık sigortası tarafından karşılanır.
Güvenli kürtaja erişim bir insan hakkıdır ve her kadın çocuk sahibi olup olmamaya ya da ne zaman, kaç çocuk doğuracağına karar verme hakkına sahiptir. Ayrıca unutulmamalıdır ki 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 6/3 Maddesi uyarınca kürtaj da dâhil olmak üzere medikal geçmişiniz kimseyle paylaşılamaz
Comments