top of page
Yazarın fotoğrafıCansın Turbay

Tıbbi Müdahalede Hastanın Rızası


Kişinin fiziksel veya zihinsel bütünlüğüne yönelik herhangi bir tıbbi müdahale elbette ki muhatabın rızasına dayanmalıdır. Hukuken ve fiilen bağlayıcı bir rızanın mevcut olabilmesi kişinin akli dengelerinin yerinde oluşu ve reşit olup olmamasıyla doğrudan ilişkilidir.




Tıbbi bir müdahalenin hukuka uygun yapılabilmesi için hastanın aydınlatılmış rızası gereklidir. Bu rıza hekimin hastayı teşhis, önerilen tedavi, bu tedavinin olası riskleri ve maliyetiyle alternatif tedavi metotları hakkında ayrıntılarıyla bilgilendirme neticesinde ulaşılmış olmalıdır. Böyle bir aydınlatılmış rıza olmaksızın yapılan müdahale hukuki ve cezai sorumluluğa yol açacaktır. Ancak bazı hallerde, hastanın üstün özel yararı veya üstün kamu yararı sebebiyle, istisnai olarak hekimin hastaya rıza almaksızın müdahalesi mümkündür.



Hastanın anlayacağı şekilde ona konulan teşhis izah edilmiş, önerilen tedavi açıklanmış bu konuda tedavinin taşıdığı riskler, ekonomik yük, olası maliyet, varsa alternatif tedavi yolları, kısaca hastanın somut ve özel durumu basitçe ortaya konmuş ise hukuken yeteri bir rızanın mevcut olduğu söylenebilir. Hastanın bunları anlayıp kendi geleceğini belirleyecek kararı serbestçe vermesi beklenmeli ve kural olarak bu karara uygun hareket edilmelidir. Bunlar yapılırken, hekimin; üzerine düşen aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirdiğini ispat amacıyla önceden hazırlanmış ve tek tip formlardan kullanılmaktaysa da ‘’aydınlatma’’ kavramının kapsamı her hasta bakımından farklılık gösterdiğinden hastaya özgü formların kullanılması yerinde olacaktır.





Peki her durumda aydınlatışmış rızanın varlığı doğrudan dikkate alınmalı mıdır ?

Bazı hallerde aydınlatılmış bir rıza bulunmasa da, müdahaleler hukuka uygun kabul edilmektedir. Bu kabul, ya üstün kamu yararı yahut da hastanın üstün özel yararına hizmet eden bir tıbbi müdahale söz konusu olduğunda mümkündür. Üstün kamu yararına örnek olarak, öldürücü ve yüksek bulaşıcılık taşıyan salgın hastalıkları önlemek amacıyla yapılan aşılar verilebilir. Hastanın üstün özel yararına hizmet eden tıbbi müdahaleler için, kişinin rızasının alınmasına imkân olmayan hallerde ve bazen onun rızası hilafına, yaşamını kurtarmak veya vücut bütünlüğünde kalıcı ve telafisi güç ağır zararlar meydana gelmesini önlemek amacıyla yapılan müdahaleler örnek verilebilir.

Son olarak belirtilmelidir ki, kişinin vazgeçilmez ve mutlak kişilik haklarına aykırı müdahaleler için rıza göstermesi hukuka aykırılığı ortadan kaldırmayacaktır. Örneğin, kişinin hekim yardımıyla yaşamına son verilmesini (ötenaziyi) arzu etmesi ve bu yönde rıza göstermiş olması, Türk hukukunda kabul edilmemektedir.



KAYNAKÇA

1* Kahraman, Zafer. MEDENİ HUKUK BAKIMINDAN TIBBİ MÜDAHALEYE HASTANIN RIZASI. İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt:7 Sayı:1 Yıl 2016

2* Oral, Tuğçe. HEKİMİN AYDINLATMA VE HASTANIN RIZASINI ALMA YÜKÜMÜ

Comments


bottom of page