top of page
asenatbusegur

Dünya Artrit Günü

30 Ağustos Dünya Artrit Günü olarak farkındalık oluşturmak için anılan gün, artrit hastalığına ve hastalıkta erken tedavinin önemine dikkat çekmektedir. Tıp dilinde artrit olarak bilinen hastalık eklem ve çevresindeki dokuların iltihaplanması ile oluşmaktadır, romatizmal bir hastalıktır. Sıklıkla 35-50 yaş arasında görülmekle beraber genellikle kadınlarda rastlanmaktadır. Fakat ilerleyen yaşlarda bu durum iki cinsiyet arasında eşitlenmektedir.



Zamanla iyileşebilen bir hastalık olmamakla birlikte farklı yöntemlerle hastalığın yatıştırılması mümkündür. Hastalığın belirtilerini hafifletebilmek için ilaç tedavisi uygulanmaktadır. Ancak tedavinin cevap veremediği durumlarda hastanın hayat kalitesinin artırılabilmesi adına hekimler ameliyat yoluna başvurmaktadırlar. Bunun dışında hekimler hastalığı olumlu etkileyecek sağlıklı alışkanlıkları hastaların hayatlarına geçirmelerini tavsiye etmektedirler.


Peki bu alışkanlıklara baktığımızda karşımıza neler çıkıyor? Tabii ki de birçok hastalık için gerekli olduğu gibi bu hastalıkta da söz konusu sağlıklı beslenme ve egzersizi bol, hareketli bir hayat. Hekimler özellikle beslenme konusunda Omega 3 ve A vitamini takviyesi alınması üzerinde durmaktalar. Bu edinilmesi gereken alışkanlıkların yanında özellikle ailesinde artrit hastası olan insanların - buna genetik olarak yatkın olan bireylerin- tütünden uzak durması ve diş etindeki iltihaplanmalar artriti tetiklediğinden diş sağlığına dikkat etmesi şiddetle tavsiye edilmektedir.

Artrit yukarıda da bahsettiğimiz gibi bir romatizmal hastalıktır. Romatizmal hastalıklar ise 2'ye ayrılır: iltihaplı romatizma ve iltihapsız romatizma. Artrit ve alt başlıklarla ayrılmış 6 çeşidi, iltihaplı romatizmal hastalıklar grubundadır. Osteoartrit, romatoid artrit ve gut en sık görülen artrit çeşitleridir. Bu sık görülen artrit çeşitlerini incelediğimizde osteoartritte; eklemde sertlik, ağrı ve eklemde hareket sesi gibi belirtiler görülürken romatoid artritte; kas ağrısı, iştah kaybı, hafif ateş; gutta ise iltihap, kızarıklık ve şişme gibi belirtiler görülmektedir. Bu belirtilerle birlikte halsizlik, sebepsiz kilo kaybı gibi semptomlar gören hastalara hekimler, bir romatoloji bölümüne başvurmalarını önermekteler.


Artrit hastalığı sadece eklem ve çevre dokusu değil aynı zamanda hastalığın şiddetine göre değişmekle birlikte başta kalp olmak üzere iç organlar, göz ve deriyi de etkilemektedir.

Hekimlerin artrit ve genel anlamda romatizmal hastalıklar için farkındalık oluşturmak istedikleri başka bir nokta da halk arasında yaygın olarak bilinen kaplıca yönteminin romatizmal hastalıklara iyi geleceği kanısının yanlış olmasıdır. Sanılanın aksine kaplıca suları semptomların şiddetini artırabilmektedir. Bu sebeple doktora danışmadan bu yola başvurulmaması önerilmektedir.



Her hastalıkta olduğu gibi artrit için de erken teşhis çok önemlidir. Erken dönemde farkına varılan hastalık sağlıklı yaşam rutinleriyle birleştirildiğinde hastalığın şiddeti düşme eğilimi göstermektedir ve hasta topluma kazandırılabilmektedir.


 

Kaynakça

Comentarios


bottom of page