Covid-19 ve sağlık okuryazarlığı arasındaki ilişkiyi incelemeden önce sağlık okuryazarlığı ve ülkemizdeki durumundan bahsetmek faydalı olacaktır.
Sağlık okuryazarlığı, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından “kişilerin sağlıklarıyla ilgili bilgiye, yine sağlıklarını koruyacak ve yükseltecek şekilde ulaşmasını, bu bilgiyi anlaması ve kullanması için gerekli motivasyon ve yeteneği sağlayan sosyal ve bilişsel beceriler” olarak ifade edilmiştir.
Sağlık okuryazarlığı seviyesi yaş, cinsiyet, ırk, sosyoekonomik statü, eğitim, meslek, okuryazarlık, işsizlik durumu, aile ve yaşıtların etkisi, medya kullanımı, fiziksel çevre, demografik durum, kültür, dil, politik güçler, toplumsal sistemler gibi birçok unsurdan etkilenebilmektedir.
T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen “Türkiye Sağlık Okuryazarlığı Düzeyi ve İlişkili Faktörlerin Araştırılması”ndan alınan istatistiklerden bazıları şunlardır:
Araştırmaya katılanların;
%30,9’u yetersiz
%38,0’ı sorunlu-sınırlı
%32,4’ü yeterli
%7,7’si mükemmel kategorisinde yer almakta ve görülmektedir ki ülkemizdeki her 10 kişiden 7’sinin sağlık okuryazarlığı seviyesi yetersizdir.
Yine araştırma sonuçlarına baktığımızda elde edilen veriler şu şekildedir:
Kadınlarda sağlık okuryazarlığı yetersiz olanların sıklığı (%35,3), erkeklere göre (%26,4) daha yüksektir.
65 yaş ve üzeri gruptakilerin %90,4’ü kısıtlı sağlık okuryazarlığına sahiptir.
Eğitim seviyesi yükseldikçe sağlık okuryazarlık kısıtlılığının azaldığı görülmektedir.(Yüksek öğretim ve üzeri grupta %9,6 iken ilkokul ve alt grupta bu oran %53,4’tür.
İş durumuna göre bakıldığında yetersiz sağlık okuryazarlığının en düşük olduğu grup öğrenciler(%9,5) iken en yüksek grup (%78,4) çalışma engelli olanlar olmuştur.
Sağlık güvencesi olmayanlarda %37,4, olanlarda ise %30,2’dir.
Gelir durumuyla ilişkilendirildiğinde gelir yükseldikçe sağlık okuryazarlığı yetersizliğinin azaldığı görülmüştür. Geliri ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz olarak sınıflandırılan gruptakilerin %80,4’ünün sağlık okuryazarlığının kısıtlı olduğu görülmektedir.
Covid-19 ve Sağlık Okuryazarlığı İlişkisi
2019’un Aralık ayında Çin’in Wuhan eyaletinde ortaya çıkan ve daha sonra tüm dünyaya yayılarak pandemiye sebep olan Covid-19, sağlık okuryazarlığı kavramının önemini ortaya koymuştur. Salgının ortaya çıkmasıyla birlikte birçok ülke gerek ekonomik gerekse de sağlık sistemleri konusunda hazırlıksız yakalanmıştır. Başlangıçta hastalığın tedavisinin ve aşısının olmayışı, insanların hastalık nedeniyle hayatını kaybediyor olması halk arasında büyük bir korku ve panik dalgasının yayılmasına neden olmuştur.
Salgının yayılımının azaltılması ve kontrol atına alınabilmesi için bilgilendirmeler yapılmış maske-mesafe-hijyen uygulaması herkesin hayatının önceliği olmuş ve devletler tarafından birçok kısıtlama uygulamaları yürürlüğe konulmuştur. Salgın dönemlerinde hastalığın kontrol altına alınabilmesi için alınacak tedbirlerin halk tarafından anlaşılabilmesi ve doğru bir şekilde uygulanabilmesi oldukça önemlidir.
Covid-19 ile birlikte filyasyon, pandemi, karantina, asemptomatik vb. birçok yeni kelime hayatımıza girmiştir. Sağlık okuryazarlığı düşük olan insanlarda tüm bunları anlama ve hayatına adapte edebilme noktasında sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Ayrıca sağlık okuryazarlığı seviyesi düşük olan toplumlarda insanların hijyen, bilgi eksikliği nedeniyle bulaşıcı hastalıklardan daha çok etkilendiği, tedaviye ve korunma yollarına uyumlarının daha düşük olduğu, kronik hastalıklar nedeniyle hastaneye yatışların daha fazla olduğu bilinmektedir. Covid-19 sürecinde de azımsanamayacak kadar insanın alınan kuralları ihlal ettiği, maske takmadığı, ilaç tedavisini ve aşı uygulamasını reddettiği görülmektedir. Tüm bunlar sürecin uzamasına, salgının seyrinin kötüleşmesine ve sağlık sistemlerinin tıkanmasına neden olmaktadır.
Salgın dönemlerinde acil müdahaleler ve önlemler alınması dolayısıyla sağlık okuryazarlığının geliştirilmesi için yeterli zaman bulunmamaktadır. Özellikle Covid-19 salgını bize sağlık okuryazarlığının sağlık politikalarını uygulamada önemli bir etken olduğunu göstermiştir. Bu sebeple hükümetlerin halkın sağlık okuryazarlığını arttırma politikalarını her zaman güncel tutmaları ve bu yönde çalışmalar yapmaları gerekmektedir.
Yapılan çalışmalarda sağlık okuryazarlığının Covid-19’un yayılımının azaltılması ve sürecin kontrol edilmesinde kritik öneme sahip olduğu gösterilmektedir. Salgın ile mücadelede verilen bilgiler anlaşılır olmalı ve herkes tarafından ulaşılabilir olmalıdır. Sağlık okuryazarlığı seviyesini arttırmak için gerekli eğitimler ve bireysel çabaların dışında sağlık kuruluşlarının ve sağlık çalışanlarının çabaları da büyük önem taşımaktadır.
Özellikle pandemi gibi acil durumlarda kısa bir zamanda uygulaması kolay ve insanların sağlık okuryazarlığı seviyesini yükseltebilecek adımlardan bazıları şunlardır:
Yavaşça konuşmak: Hastanın endişelerini anlamak için zaman ayrılmalı ve her karşılaşmada verilen bilgi miktarı sınırlandırılmalı.
Geri öğretmek: Öğretilenlerin hastalar tarafından ne kadar öğrenildiğini anlamak için geri soru sorulmalı.”Bunu ailene nasıl tarif edeceksin?” diye sorulmalı “Anladın mı?” diye değil
Soru sormayı teşvik etmek: Hastalara sağlıklarıyla ilgili soru sormalarına izin verilmeli.
Sade dil: Bütün hastaların verilen bilgileri açık ve öz bir şekilde anlamaları için anlaşılır bir dil kullanılmalı.
Örnekleri göstermek: Karmaşık veya vücutla ilgili kavramları anlamada yardım etmek için resim çizilmeli veya gösterilmeli.
Kaynaklar
Akbal, E. ve Gökler, M. E.(2020). Covıd-19 salgını sürecinde eksikliği ortaya çıkan bir gerçek: sağlık okuryazarlığı. ESTÜDAM Halk Sağlığı Dergisi, 5, 154-161.
Nutbeam, D. (1998). Health promotion glossary. Health promotion international, 13(4), 349-364
Medical Center:Web: https://www.stvincentcharity.com/services-centers/health-literacy-institute/
Sağlık Bakanlığı.(2018). Türkiye sağlık okuryazarlığı düzeyi ve ilişkili faktörleri araştırması. Yayın No: 1103
Hizal, Ö. G. (2021). COVID-19 Pandemisi sürecinde sağlık okuryazarlığının önemi. Turkey Health Literacy Journal, 2(1), 81-88.
Comments