Bildiğiniz üzere bir süredir tüm dünya iklim krizi sebebiyle ciddi yangınlarla mücadele ediyor. 28 Temmuz 2021’den bu yana Türkiye'nin güney ve batı kıyı bölgelerindeki yangınlar en büyük gündemimiz oldu.
Aposto ekibi tarafından iklim aktivistleri Dr. Serkan Köybaşı ve Yale Üniversitesi öğrencisi Selin Gören ile yapılan röportajlarda mevcut iklim krizinin aslında birkaç senedir hayatımızda var olduğu, bu durumun birçok farklı afeti de tetikleyebileceği, vatandaşlar olarak eskisine göre daha dikkatli olarak ormanlık – çalılık – makilik alanlarda hiçbir çöp barındırmayarak ve özellikle karbon ayak izinin azaltılmasına yönelik çalışmalarda aktif rol almamız gerektiği vurgulandı.
Hala yangın felaketinin devam ettiği bugünlerde, Sağlık Hakkı İnisiyatifi olarak fark ettiğimiz sorunlardan biri de halk sağlığının korunmasında yaşanan aksaklıklardı. Bu yazıda önümüzdeki dönemlerde yaşanması ne yazık ki muhtemel olan afet anları ve devamında halk sağlığının korunması için yapılabilecek bazı fikirlere yer verilmektedir.
Bu kapsamda ilk aşamada yapılması gereken şey, ülkemizin coğrafi koşulları dikkate alınarak muhtemel afet senaryolarının tespiti olmalıdır. 18.12.2013 tarihli Afet ve Acil Durum Müdahale Hizmetleri Yönetmeliği bu senaryoların tespiti bakımından yeterli maddi ve fiziki kaynağı sağlayacak imkanlar barındırsa da bunun, uygulamada ne yazık ki yeterince etkin sağlanamadığı görülmektedir.
Hazırlanacak senaryolara göre kurulacak ‘’afet toplanma alanları’’ bu dönemlerde halk sağlığının korunmasında doğrudan katkı sunacaktır. Prefabrik, yanmaz kılıfla kaplı ve taşınabilir biçimde güvenli bölgelerde kurulacak tam zamanlı afet toplanma alanları; basit yaralanmaların tedavisi için gerekecek sağlık ekipmanlarından özellikle yangın bölgeleri bakımından yanmaz eldiven, kıyafet ve yanık tedavisi için gerekli teçhizatlara ve ilk yardım ekipmanlarına kadar birçok sağlık teçhizatına sahip kılınarak aktif hizmet vermelidir. Bu alanlarda görev yapmak üzere veteriner hekimlerin de görevlendirilmesi afetten etkilenen hayvanlar için oldukça faydalı olacaktır. Düzenli nöbet listeleri belirlenerek alanların takibi yapılacak, afet anında en kısa zamanda alana ulaşan görevli hekim, sağlık çalışanı ve veterinerler kriz anlarının kontrolü için oldukça önemli bir rol üstlenerek hem hastanelerin yükünü azaltacak hem de halk tarafından uygulanabilecek yanlış tedavilerin önüne geçecektir.
İkinci aşamada bölge halkının afetlere karşı bilgilenmesi ve kriz anlarında doğru şekilde örgütlenmesi üzerine çalışılmalıdır. Her bireyin ilk yardım konusunda asgari müdahaleyi gerçekleştirebilecek yetkinlikte olması önem arz etmektedir. Bu durum dikkate alındığında kamu ve sivil toplum kuruluşlarının koordinasyonuyla düzenlenecek olan ilk yardım eğitimleriyle halk doğru müdahale bilinci kazanmalıdır. Yine bu kapsamda "her evde bir yardım kiti’’ adıyla temel düzeyde ilk yardıma yönelik malzemelerin temininin sağlanması özellikle afet anları ve sonrasında temel sağlık ekipman ve ilaçlarına ulaşamama sorununu önemli bir süre için gidererek krizin büyümesini önleyecektir. Bu kapsamda düzenlenecek eğitimlerin farklı afet senaryolarına göre geliştirilerek toplumsal bilincin arttırılması yerinde bir yaklaşım olacaktır.
Sunmuş olduğumuz bu görüşler elbette gelişime ve güncellemelere açıktır. Unutulmamalıdır ki, meseleye kolektif akılla yaklaşmak ve işbirliklerine olanak tanımak toplumsal krizlere karşı en güçlü silahlardır.
Kaynaklar
1- Aposto Gündem Mail Serisi 5 Ağustos
2- Afet ve Acil Durum Müdahale Hizmetleri Yönetmeliği
3- https://ttb.org.tr/yayin_goster.php?Guid=672ada86-e0d9-11e7-ae04-02a94b7a8425&1534-D83A_1933715A=dd1d4e5ae7b5ac6ad0727288d765b70ea1b28f4b
Yorumlar